Tekil Mesaj gösterimi

Evcilik Oyunu (1975) Tarık Akan - Gülşen Bubikoğlu (Nazlı Adnan'ı eğitmektedir)
Alt 09-22-2009, 06:22 PM   #1 (permalink)
agizemk
Normal Üye
 
agizemk - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
agizemk şuanda Offline
Üyelik tarihi: Sep 2009
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 92
Rep Seviyesi: agizemk has a reputation beyond reputeagizemk has a reputation beyond reputeagizemk has a reputation beyond reputeagizemk has a reputation beyond reputeagizemk has a reputation beyond reputeagizemk has a reputation beyond reputeagizemk has a reputation beyond reputeagizemk has a reputation beyond reputeagizemk has a reputation beyond reputeagizemk has a reputation beyond reputeagizemk has a reputation beyond reputeagizemk has a reputation beyond reputeagizemk has a reputation beyond reputeagizemk has a reputation beyond reputeagizemk has a reputation beyond repute
agizemk has a reputation beyond reputeagizemk has a reputation beyond reputeagizemk has a reputation beyond reputeagizemk has a reputation beyond reputeagizemk has a reputation beyond reputeagizemk has a reputation beyond reputeagizemk has a reputation beyond reputeagizemk has a reputation beyond reputeagizemk has a reputation beyond reputeagizemk has a reputation beyond reputeagizemk has a reputation beyond reputeagizemk has a reputation beyond reputeagizemk has a reputation beyond reputeagizemk has a reputation beyond reputeagizemk has a reputation beyond repute
Rep Puanı: 26367870
Rep Gücü: 527546
Smile Evcilik Oyunu (1975) Tarık Akan - Gülşen Bubikoğlu (Nazlı Adnan'ı eğitmektedir)

Nazlı, Adnan'a görgü kurallarını öğretmektedir. :-) Çok gülüyorum bu sahnelere.




Adnan: Sen olmasaydın, hapisteydim şimdi. Tekrar tekrar sağol.
Nazlı: Konuşmana dikkat et. "Sen" değil, "siz" diyeceksin. Fazla samimi oldun.
Adnan: Olmaz! Yeni evli, çok sevişen karı-koca değil miyiz? Resmi olduk mu, resmi konuştuk mu, durum çakılır.
Nazlı: Babamın yanında, başkalarının yanında, tamam. Ama şimdi gereği yok. İki yabancıyız.
Adnan: Dilimi şimdiden alıştırmazsam, açık veririm, teklerim, sevgilim.
Nazlı: Hey, kendine gel! Bir daha bu lafı işitmeyeyim.
Adnan: Peki hayatım.
Nazlı: İnat mı yapıyorsun, beni deli mi edeceksin, sersem!
Adnan:Yoo, ağzını bozma! Madem ki evcilik oynuyoruz, sen de haddini bileceksin! (Balığı eline alır ve kemirmeye başlar)
Nazlı: (tiksinerek) Balık elle yenmez!
(Adnan umursamadan yemeğe devam eder. Yağlı eliyle kadehi tutar)
Nazlı: (sinirlenir) Bardak oradan tutulmaz! (Bıçağıyla tabağındaki balığı lokmalara ayırıp kibarca ağzına götürür) Balık böyle yenir.
(Adnan alaycılıkla gülümser.)
Nazlı:(kadehini kibar bir hareketle kaldırır) Bardağı böyle tutup içeceksin. (içkisinden bir yudum alır.) Gördün, değil mi?
Adnan: (yüzünü ekşitir) Bugüne kadar görmemiştim. Görsem de sıkıntılı herifimdir ben. Hokkabaz gibi uğraşamam. (Parmağını bardağın içine sokar.)
Nazlı: Hey, ne yapıyorsun?!
Adnan: Mantar kırıntısı düşmüş, onu çıkarıyorum.
Nazlı: (bardağı Adnan'ın elinden alır) Bırak şunu! Etrafına bak, rezil oluyorum burada!
Adnan: (elinin tersiyle alnını siler) Burası hiç sarmadı beni. Keşke bizim Rafet'in oraya gitseydik. Bol acılı fasülye, midye tava, cacık... Ateş gibi servis. (Parmağıyla dişini karıştırmaya başlar) Üstelik adam başına yirmi kağıda çıkardık.
Nazlı: Dur, ne yapıyorsun!
Adnan: (Etrafına bakınır) Ne oldu gene? İkide bir yüreğimi ağzıma getirme, dişime kılçık girmiş, onu çıkarıyorum.
Nazlı: (masadaki kürdan kutusunu öfkeyle kapıp Adnan'a uzatır) Kürdan var, kürdan!
Adnan: (Kutudan birkaç tane kürdan alır) Amma alengirli işler! Ha parmak, ha kürdan, ne fark eder?
Nazlı: Offf! Yandım. Çok uğraştıracaksın beni.
Adnan: Yani, daha başka kaideler, merasimler de mi var? Bitmedi mi?

(Nazlı, Adnan'a diğer adab-ı muaşeret kurallarını öğretmektedir.)

Nazlı: Ben masaya yaklaşınca, sandalyeyi yavaş ve kibar bir hareketle çekeceksin.
Adnan: Olur.
Nazlı: Ancak ben oturduktan sonra karşıma geçip oturacaksın.
(Adnan güler)
Nazlı masaya yaklaşır, Adnan sandalyenin arkasına geçer, Nazlı tam oturmak üzereyken sandalyeyi çeker. Kız yere düşer.

Adnan: (gülerek) Affedersin, zamanını iyi ayarlayamadım galiba.
Nazlı: Gerçekten görgüsüz, kabiliyetsiz ahlatın tekisin. Kızamıyorum sana. (Oflayarak ayağa kalkar.)

Nazlı: (elini Adnana uzatır) Yaklaş bana!
Adnan kızın elini kabaca tutar.
Nazlı: Hey! Daha yavaş tut elimi, ne o öyle ağaç silker gibi!Tekrar!
Adnan: (kızın elini daha yavaşça tutarak) Nasılsınız hanımefendi?
Nazlı: Teşekkür ederim Adnan Bey.
(Adnan kızın elini öpüp başına koyar.)
Nazlı: (öfkeyle) ne yapıyorsun?
Adnan: Öpüp başıma koyuyorum. Bizde de adet böyledir.
Nazlı: Bizde yaşlı hanımların eli bile başa götürülmez, çok kabiliyetsiz bir adamsın, Allahım, ooof ooof!

(Nazlı Adnan'a dans etmeyi göstermektedir. Adnan sıkılır ve plağı kapatır.)

Adnan: Yapamayacağım!
Nazlı: Biraz daha, ayakların ritm düzenine girmeye başlamıştı.
Adnan: Tango yeter bana. Bu yeni modalar başladı mı, bir bahane bulur, otururum.
Nazlı: Olmaz, şüphelenirler.
Adnan: Şüphelendikleri dans olsun. Dua et de başka açık vermeyelim. (Nazlı'ya sarılmaya yeltenir)
Nazlı: Çek elini, saygılı ol! Sondefa tembih ediyorum, yalnızken "siz" diyeceksin, terbiyeli konuşacak, terbiyeli davranacaksın!
Adnan: Üff! Elli bine çekilmez bu sıkıntı. Sahte çek yazsan, imza taklit etsen, cüzdan yürütsen daha kolay.
Nazlı: Offf!



Gizli mesajı görebilmeniz için bir cevap yazmanız gerekiyor!
Gizli mesajı görebilmeniz için yeterli yetkiye sahip değilsiniz! Mesajı görebilmeniz için bir "cevap yazmanız gerekiyor"
  Alıntı ile Cevapla